Herşeyin Sana Dönüştüğü Bu yerde


 
Bu sonbahar mevsiminde, ayaklarımın ezberlediği, herkesten uzak geldiğim yeri seviyorum. Sıcak kahve kokusunun odama dağıldığı masanın başında yazarken ,birlerce duygunun iç içe, itiş kakış sıraya girdiği düşüncelerimle. Pencereden baktığım şu ağaçların arasında ,sessizliğe kuş seslerinin eşlik ettiği bu yerde bile seni düşünmek. Her cümlenin sana dönüştüğü sözlerin sadece senin için yazıldığı bir dil gibi. Sessiz hiç kimse olmayan bu evde hiçbir sesi kabul etmeyen senli halimi seviyorum.
Bir kişi girse kapıdan sanki seni her şeyi alıp götürecek bir hırsız gibi kimseyi hayatıma almadığım bu yerde ,sana yazmak senin okuduğunu bilmek yetiyor.
Gözlerinin dokunduğu cümlelerime gözlerinin değdiğini bilmek. Küçük sesiz bir kulübede, her şeyden uzak ormanın derinliklerinde çok şey yaşamaktan, geçtiğim yolların bıraktığı izlerden, durup baktığım bu yerde hayata bakarken hiç bir şeyi yadırgamıyorum.
Binlerce yüzün ,seslerin arasından dağılan beden kokularının ,birbirine benzediği şehrin havasından uzak olma halini oldum olası sevmişimdir. Bakıyorum da herkes aynı diyorum. Farklı olan hiç bir şeyin olmadığı insanı güldüren hallerinden başka hiç bir şey yok. Bana uymayan, ters düşen ,aynı olmayı sevmediğim insan kalabalıklarının arasında olmamayı bu yüzden seviyorum. Duyguların, sözlerin sadece söylenmek için söyledikleri sadece ulaşmak için kullandıkları basamaklarda binlerce ayak izinin olduğu, yüzlerin toplandığı sırasını bekleyen insanları sevmiyorum.
Her şeyin aynı olduğu ,aynı sözleri tekrarlayan bir ruhu, yaşamı içimde taşımaktansa var olmamayı yeğlerim. Kendimi tamamlayıp ,parçalara ayırdığım ruhumu , beni bir elin avuçlayıp kendi eksikliğinde ,kendi eksikliğimi tamamlayan senliği sevmem bundan olmalı.
Gözlerin şu yazılı sözlere tek tek dokunurken, cümlelerimi okuduğunu onlara dokunduğunu biliyorum ki, onlara benim kadar senin de her birinin üzerine gözlerinin değdiğini. Biliyorum ki o gözlerin kadar ,parmakların kalbin üzerine dokunacak.
Ellerinin üzerimde gezinmesini hissettiğim şu an gibi. Senin de aklından bir an çıkmadığını bildiğim bu halimin ,seni endişelendirdiğini biliyorum. Hava bugün biraz daha serin, sonbaharın en güzel günlerini burada yaşamak öyle güzel ki ,gözlerin alabildiği, gördüğü bu yerde ağaçlar ve kuş seslerinden başka hiçbir şey olmayışı, insanın hissettiği tek şey kalbi. İnsanın kalbiyle kalması kalbinin sesini dinlerken hissettiği tek şey düşündüğü oluyor.
Aklından, içinden geçenlerin kalbine dokunan bir el gibi sevip, durduğu tek şey.
Ay burada yarım halini almış gece gökyüzüne bakarken bak dediğim aya bakan gözlerinin gözlerimle buluştuğu gökyüzünü sevmek bile varlığınla bana huzur veren. Bir kaç güne kalmaz yağmur yağar. Yağmurda ıslanmak kadar yaprakların yağmur sonrası bıraktığı o kokuyu sevdiğimi biliyorsun ve ben her yağmur sonrası üşüyerek döndüğüm bu evde bir kez daha seni buluyorum. Her şeyin sana dönüştüğü bu yerde sana yazarken bil ki seni bir an düşünmediğimi sanma. Ne zaman gelsem saklanmış bir çocuk gibi orada beni bekleyen halini seviyorum.
Puzzle

Hiç yorum yok: