Ve ben seni sevmenin ülkesinden gelmiş gibi seviyorum




Ara sıra oturuyorum klavyenin başına
Bazen yazsam diyorum
Bezende yazacaklarımı yazmaktansa içime alıp koymak geliyor
Seni alıp içime sarmak gibi
Sadece içimde seni tutmak gibi
Paylaşamamak gibi
İnsan sevince duyguları da değişiyormuş meğerse
Sevince daha farklı düşünüyormuş
Hani...
Hiç olmadık zamanlarda aniden tutulma halini yaşamak gibi
Aklımın kaçıp, kaçıp geldiği tutulmalar
Kaç defa firar eden düşüncelerimin
Her defasında yanında bulduğum yüreğim gibi
Ne komik değimli…
İnsan kendini kendinden kıskanır mı
Kıskanıyor muş işte
Sırf kendinin olamadığı için düşüncelerini kıskanırmış
Sırf düşündükçe aklına yüreğine sahip olamadığı için
Sırf kendini alıp, alıp gelemediği için kıskanırmış.
Zamana, saate bakmaksızın koşup, saklanan, yanına sığınan çocuk gibi.
Kaç defa koşup geldi yüreğim sana bilir misin
Kaç defa o uzun gecelerde sana yakınlaştı
Kaç defa sabaha seninle günaydın dedi
Kendime,düşüncelerime sahip olamadığım o beni bırakıp sana kaçan özleyişlerim
Özlemek çok istemek hissetmek hani.
Her defasında oturduğum şu köşeden kalkıp sana dokunmak
Hani...
Burda olmanı isterdim
Orda olamıyı isterdim.
Biliyor musun?
Bazen dans ediyorum seninle
Bazen uzun, uzun konuşuyorum
Sen gülüyorsun bana
Ben anlatmaktan bıkmıyorum
Ellerim ellerini özlüyor birden
Sana sarılıyorum
Sen omzuma dayıyorsun başını
Ve ben gözlerimi yumuyorum sana yumar gibi
Saçlarının kokusunu içime çekiyorum
Sev diyorsun daha çok sev beni
Ve ben seni sevmenin ülkesinden gelmiş gibi seviyorum bir daha
Hiç kimsenin bilmediği dillerle seviyorum seni
Hiç kimsenin dokunamadığı ellerle dokunuyorum sana
Öylesi böylesi olmayan bir aşk ile seviyorum seni
Soluğumda soluğunu soluyarak seviyorum seni
Seni öyle seviyorum ki…
Benimsin…
Yalnızca benim.
Benimsin…
Benim dediğim bir benim gibi.

Puzzle

Hiç yorum yok: