Kıvılcım

Gün doğuyor

Ve sen aşk oluyorsun

Yanımda arzulu bir kadının bakışları değer gibi

Aklımı aralayan göz dokunuşların düşüken hayalime

Yüzümde sıcaklığın bedenimi saran aşk kesiliyor birden

Sonra…

Bir yangın ortası mahşer kesiliyor yatağım

Tüm ruhumu yakıp geçen

Ateşten kor dokunuşlara teslim bedenimin kül olup dağılışını hissediyorum

Geceden kalma kuraklığımla

Önce kıvılcım çıkartıp yakan

Ve birden.

Yağmur gibi düşüşün dudaklarıma yok mu?

İşte o an

Bütün iklimler alt üst oluyor

Bütün aşklar yeniden yazılıyor

Yeniden doğurur gibi aşktan ruhumu

Bir kez daha aşk diyor dokunmalar yanmak için

Ve doğmak için

Buzulların eriyip aktığı coğrafyası kesiliyor en mahrem sınır uçlarım

Önce gözlerim uyanıyor

Tenimden tenini sıyırıp attığım örtüsü sevişmelere

Aklımın sınır köşelerinde pusu kuran senli düşlerim

Sustukça susadığım

Dudak aralarımın açlık kokusu

Senli yoksulluğumun sapaksız duraksız hali

Ah bir bilsen

Bir anlasan

Dilenirken dilimin açlığımın sana oluşunu

Yağmacı ellerimin her dokunuşunu

Hırsız kesilen ellerim sana aitliğini

Sevgili…

Seni her düşündüğümde tepeden tırnağa talan eden suretine teslim oluyorum ya

İşte o an…

Tutup çekiyorum tüm ruhunu

Ruhuna adımı yazmak ister gibi

Ne olacağı umurumda olmayan kıskıvrak tutuşlarımın parmak izi oluyorsun ya

Ve ben

O kadar sahip

O kadar benimsin dediğim

Aç bir kurdun bakışında, gözlerim bedeninde iz sürerken

Baktıkça sana aç bir kurt kesiliyor ya içim

Alsam ağzımda tutacak

Dokunsam dilim tadına varacak

Avını yakalayan vahşi bir hayvan gibi

Direndikçe dirilen teninde dudaklarım izim oluyor

Ve ben

Yolunu kesen bir akıl oyununa teslim oluyorum o an.

İşte ben her gün sana açlık çekerken

Yatağım pusu alanı

Yatağım… Kuytu kesiliyor en katil sevişmelere.

Abanışlar altı tırnak izleri şahidimiz oluyor tenimizde

Bedenimizden akan ter aşk sızıyor.

Daha derin, daha sert

Abandıkça karıştığım aşk gibi

Sapak yok…

Durak yok…

Sonrası....

Sen aşk oluyorsun benimle.

Puzzle