Ankara bir sen bilirsin beni




Başı dumanlı bulutlar geçti üstümden, kâh güneşli, kâh yağmurlu kimi zaman boğuk, kapalı, sisli Ankara günlerim.
Öyle çok yaşamışlığım oldu ki, bazen toprağa düşen gözyaşlarımın izini bildi ellerim.
Bazen başımı alıp gidişlerimin ayak izlerini
Bazen çocuklar gibi gülüşlerimi
İçime sığmayan yüreğimi
Saate bakmadan, zamana bakmadan inat halimin, gururumun tokat gibi vurduğu ağaçları,
Sokakları, bir tepebaşını,
Seslerimin yankısını bilirim, avaz, avaz nedenlerde, niçinlerde.
Çaresizliğin bir yumruk içinde bıraktığı izleri bilirim
Diz çökmüşlüğümü.
Allaha yalvarırken hesapsız kitapsız kavgalarımı.
Sabahları bilirim uykusuz.
Geçmişin izleri, suretleri, sesleri yaşanmış ve yaşanmamış anıları.
Silmişliklerimi.
Eklediklerimi.
Unutmak istediklerim, unutamadıklarımı.
Anıları.
Yaşamıma dâhil dostları.
Mekânları.
Birde sen diyorum Ankara,
Birde seni bilirim, en çok sen anlarsın, bilirsin beni.
Sevmeyi seveni rakısında, çayında, sigarasında, şarkısında kucak açan başı duman, duman bulutlu Ankara’m
En çok insanı yaşadığı şehir dinler,
Ve en çok şehridir yüreğini bilen.

Puzzle

Hiç yorum yok: