Öldür beni...





Yapma dedim yapma….
Sana yapma…
Durduğum güneşe düşürme gölgeler
Sana bin bir dilde ülkeler sunarken
Toplarken çiçeği yağmuru kumu aşkın dilini
Sunarken önüne dilimden etimden koparır gibi
Yapma dedim sana yapma
Acıtma bağrımı yakma
Sürmeye kıyamadığım gözlerimin kıyısıydın sen
Keşfedilmeyen bir ülke, bir yamaç. Bir dağ başı
Sürüklenen bir gemiydim sana doğru.
Ağzımdaki yanık türkümdün hasret kokan
Kuşlara seni öğrettim dilimdeki adınla
Ya ellerim, ya ellerim…
Ah bu ellerim…
Ağaçlara seni açmayı öğretti
Bulutlara seni yağdırmayı
Bilmediğin,
Anlayamadığın
Bir dilde seni severken
Yapma dedim sana yapma
Tırnaklarını geçirme üstüme
Ses bizim sessimizse bu hangi yankı
Bu karışan ses kimin
Bu değen nefes el göz kimin
Yapma dedim sana yapma…
Yüreğimi kanatan bu yabancı ses
Bu gölge
Bu söz
Keskin bir neşter gibi kesiyor bak beni
Gör beni
Söyle hadi…
Bu bahçe emanetimken kapısı mı eksikti
Dilimi kopuktu
Gözümü kör
Elimi kırık
Neyim eksikti avaz, avaz aşkı haykırışımmı
Kulakların duymadığı bir ses miydi?
Sana yapma dedim yapma…
Ezme iki taş arasında kalbimi acıtma.
ACITMA.

Puzzle

Hiç yorum yok: