Sevgili...



Her daim yanında olma duygusu nasıl bir duygudur ki insanı kendinden alıp olmak istediğin yere götürüyor.
Uyku ve uyanışlığımın içimden gelen sesine yüreğim ve aklım öyle tutulup kalıyor ki işte ben o an savrulup geliyorum sana doğru.
Gözkapaklarımı kapatıp hapsettiğim yerden, uyanarak gözlerimi açmak sabaha, biliyor musun bu duyguyu. Bu duygu içinde seni anmayı seviyorum.
Gelgitler arasındaki bu ruhumun, kapına gelişini seviyorum, uzatsam elimi dokunacak oluşunu seviyorum.
Sanki… Bir noktada durup, seyretmek gibi seni.
Bu an için insan ömrünün hangi anınından vazgeçebilir ki diyorum.
İçim dışım o an ayaz kesen bir yer oluyor, boşluğun ve sessizliğin anlamı karanlık bir kuyuya düşmek kesiliyor.
Vazgeçmek kelimesini silen aklım
Yaşamak şöyle dursun düşünmesi bile insanın aklını yitirtecek kadar delirtirken.
Senin olmadığın bir düşüncede var olmak bile istemiyorum.
Delirmek bu olmalı beklide, insanın aklını sevdiğinde yitirmesi onda bırakması gibi bir hal.
Ve ben sana gelgitlerimde kendimden bir parçamı bırakıyorum.
Aklıma mukayyet ol der gibi sana bırakmak
Tut beni
Tut ki aklım senin nefesinde takılı kalsın
Tuk ki şu gözlerim içine hapsettiğim suretin yüreğimin içinden çıkamasın
Tut ki ruhumu kaybettiğim nefesimin değdiği ve ölüp kaldığı yer kalbin olsun
Her beni andığında içinin canlanan soluğunun çıkışı ben olayım
Benim tuttuğum kalbini tutuşum gibi
Kör düğüm gibi
Benim tuttuğum gibi tut
Attığım her adımda taşıdığım bir sen olduğu gibi tut.
Öyle içimdesin ki nerde olursam oluyum benlesin
Çünkü…
Seni düşünen ruhum sanadır sevgili

Puzzle

1 yorum:

y. dedi ki...

biliyor musun sevgilim, hayat kısa ve kuşlar uçuyor, az önce yağmura serdim yüzümü. az öne okudum yazdığın kavruk mektubu üç beş kez. sana söylemiştim, diyor ki şair, bazen sözler boşa gider, mektuplar boşa, bazen bir cümleden mektup yanar. saydım, yanılmış da olablirim bilirsin matematiğim berbat. ama yirmidokuz satır var bu mektupta, sadece zarfı değil, içimi de kavuran.

kar yağıyor mu hala bilmiyorum, yağan karı kucakla istiyorum...