Buda geçer



Ben pek beceremem konuşmayı, dile getiremem duygularımı
Beklide çocukluğumdan kalma bir haldi bu, dedim ya bundandır belki suskun kalışım.
Kendimi, duygularımı, anlatmak isteyip anlatamadığım suskun halimin bir gün yazıya döküleceğini bilmezdim
Fark ettim ki konuşmanın sadece seslerin yankısı tınısı olmadığını
Konuşmak beklide hiç bilmediğimiz şu yüreğimizi konuşturmaktı
Önemli olanda bu değimliydi zaten.
İnsanın dile getirdiği değil yüreğinde içinde hissettiği değil miydi?
Beklide bundandı gözlerimle konuştuğum
Beklide gözlerde anlam bulan o derin sesti
Ben içimde bir çocuk yaşattım, evet bir çocuk.
Büyümeme rağmen halen büyümemiş bir çocuk
Bazen onunla konuştuğum sessiz oyunlarımla mutlu olduğum
Bazen gözlerinin içine bakıp konuştuğum, masum bir çocuk
Elbette kavgalarımızın olduğu ama hiç olmamış gibi sarılıp kaldığım bir çocuk
Beklide bu yüzdendi konuşamadığım
Beklide kelimelere şiire dökülüşüm
Beklide elime yüzüme bulanışlığım
Bazen bu kadar yeter diyor sesim
Bu kadar yeter,
Konuştuğun cümleler yeter diyor
Çünkü ben her gün yeni bir cümle ile doğuyorum hayata
Yeni bir şeyin keşfi gibi
Hayatı, insanları, Allahın yarattığı canlı cansız olan
Yüreğini dinliyorum belki de
Yaratanın yarattığına bakmanın sadece bakmakla olmadığı,
Gizli kapısından derinliklerine iniyorum belki de
Her şeyin bir kapısı olduğu gibi
Peki, neydi o kapı
İnsanın kapısı kalbiydi, yüreğiydi elbet
Hayatımıza dair ne varsa içine koyduğumuz
Kimi az
Kimi çok
Kimi hiçliklerle donattığımız yürek kapısı
Kiminin vurup geçtiği
Kiminin kırıp
Kiminin tamir ettiği
Kiminin anlamadan, görmeden yakıp geçtiği kapı…
Ne tuhaf geliyor sizlere değil mi?
Beklide tuhaf olan benim
Beklide tuhaflık kapımda hani şu yüreğim dediğim
Baktığınızda belki gördüğünüz
Belki göremediğiniz
Korunaksız
Kilitsiz
Belki benim keşfedip anlamına vardığım bir kapı
Hatırlarımda çocukken bir yanımı alır yüreğime koyardım ben
Okulda arkadaşlarım güler oynarken ben onları seyrederdim
Teneffüs zili bitene kadar onların birlikteliğine, oyunlarına bakardım
Sonra itişlerine kalkışlarına üzülürdüm
Neden derdim
Neden?
Neden bu acıtmak
Güzel bir paylaşımın hırsa, bencinlige dönüşmesi
Sen ben kavgası
Kantinde simit satılırdı
Herkes sıraya girer sırasını vermezdi
Ben en sona kalırdım
Sıraya girmekten değil sırayı vermekten
Sonuçta herkese yetecek kadar olduğunu bildiğim
Sıcak bir simit kuyruğunda itişler kalkışlarla geçen o kısa bir süre
Şimdi düşünüyorum da
İyi ki yaşamışım bunları
En çok misketlerimi, gazoz kapaklarımı severdim
Birde mevsimleri
Evimi severdim
Her okul çıkışı koşarak geldiğim evimi
Beklide koşup geldiğim sevgi dolu gözleri
O içten sarılışı
Yüreği sevdim
İtmeyen, kalkmayan elleri sevdim ben
Sevmenin güzelliğini sevdim ben.
Art niyetsiz, durulugu, içten sesi
Yankısız ikinciliksiz özümü sevdim ben.
Her gece uykusuzluğumda kendi huzur mukayesemi hassaslığı
Sesi sevdim ben.
Beklide bu yüzdendi konuşmayı beceremediğim
Beklide yüreğimden sessiz konuştuğum içindi
Gözlerimdi beklide sesim.
Gözleriniz gibi
Görmeden, bilmeden içimi açtığım art niyetsiz
Ama olmuyormuş
Vakitsiz ağaçların budanma mevsimi
Her gelen bir dal kopardı
Her geçen bir yaprak
Şimdi diyorum da
Yazmakla yazmamak arası sesim
Belki diyorum
Beklide
Yine bahar olacak
Yine yeşerecek hayata karşı ağaçlar
Biliyorum ki yazsam da yazmasam da hayat devam edecek.

Puzzle

4 yorum:

DOREMİ dedi ki...

YOK YOK KESİNLİKLE YAZMALISINIZ! Sakın susturmayınız içinizdeki üretme,paylaşma yanlısı yanınızı..Onunla ancak yazarsanız bütünleşirsiniz,barışırsınız,birliktebir bütün olarak mutlu olursunuz..gerçekten ciddi ciddi bu işe eğilin derim..
GÜN gelir belli mi olur ellerimizde birer güzel şiir kitabınız olur.(olmadığı ne malum belkide var biz bilmiyoruz)

Puzzle. dedi ki...

crazywomenrosemary asıl konu şu ki mutlu olmanın yanında mutsuzlukların çok olması, karşımızdaki kim olursa olsun neden onun mutluluğunu köreltmeye çalışırız ki, amaç nedir, şu hayatta azda olsun neden olumlu güzel bakmayız hayata insanlara, dogru belki de bir kitap var elinizde hiç bilmeden aldığınız okuyup bir kenara bıraktığınız.
Sonuçta ne önemi var ki.
Bir kitap sahibi olmak ve burada yazmanın, önemi hissedilen hissettirilen anlatılmak istenen duyguların açığa vurulması değil midir? Ne değişir?
Kitap sahibi olmak çok mu önemlimi?
Hayır.
Diyelim ki var,
Diyelim ki okuduğunuz biriyim
Diyelim ki bir kitap harici gerçekte insanların duygularını buradan daha net görüyorum,
Düşüncelerine inmek kadar
Tanımak kadar yakın.
Şuan sizin fikrinizin yazdıklarımda bulduğunuz gördüğünüz kadarım
Ne kattığını ne hissettirdiğini bilmeden sadece açık ve net içten samimi yorumlarınızla.Bazen çekilir insan doğa ile baş başa kalmanın sesine bırakır kendini,seslerden arındığı tek sese bırakır kendini bir geçiş aşamasıdır bu.yoğrulma pişme verimlilik adına.
Yeniden doğmak gibi
Bazen öyle bir savrulur ki insan kendini bile durdurmaya yetmez duygularını yüreğini
Ama bilir nerde nasıl neyin beklediğini.
Çünkü her insan kendi içindekini bilir
Kendinden başkası için acabalar üretir, Düşününki duygularımız ve bildiklerimiz sadece bize ait tek duygudur. Bizi biz yapan kişiliğimizi, özümüzü hiçbir zaman hiçbir kimse ne düşünürsek düşünelim fikrimizi değiştiremez. Sadece dinleriz, bakarız, Birine göre yanlış denilen başkasına göre yanlış olmaz çünkü.
Hiçbir kimse başkalarının ön yargılarıyla düşünceleri ile bir başka kişiyi yargılayamaz. İşte o zaman kişilik kavramımız bizi biz eden aklın yetersizliğini kabul etmiş oluruz. Öyle olsaydı şu dünyada her canlı varlığı bir yaratırdı Tanrı. Bir varlık olarak biz olamazdık
Bu yüzden her hangi biri değiliz, duygularımız var, düşündüklerimiz, amaçlarımız hayatta olmak varmak istediğimiz hayallerimiz var. İnsanız çünkü.
Ağlarız, güleriz, severiz, sevmeyiz, hayat kolay değil, tozpembe hiç değil
İnsan olmak illaki birilerine basarak, inciterek acıtarak mı olmalı. Elbette hayır.
Elbette insan olmanın faziletini erdemliğini içimizde taşırız yaratılandan. Peki, nerde kaldı insanlığımız. Bumu, göstermelik mi?
Bayramlarımız, kutlamalarımız içten dileklerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız yalan mı?
Sadece o gün için geçiştirilen
İki süslü cümle ile temenni ve dilekler arası insanlık mı?
Paylaşılmayan nedir?
Birinin mutlu olması yâda mutsuz olması bize ne katar
Karşımızdaki aynamızsa yaptığımız her olumlu şey bize yansıması değildidir
Kendimize yakıştırmadığımız uygun düşmeyen bir giysiyi başkasına nasıl giydirebiliriz
Bumu reva
Bumu hak
Bumu insanlık
Eğer bu ise ben bu dünyada yaşamıyorum. Çok özür dilerim yorumunuza kısa bir yorum yazmak isterken neler yazdım.
İnanın size bunları yazarken karşımda bir dost kadar yakın biri gibi huzur duyarak karşılık verdim.
Her zaman o güzel gönlünüz görenlerden olsun
Sizi burada görmek benim için en güzel huzurdu. Sağ olun Allah güzel gönlünüzün mutluluğunu sevdiklerinizle bir ömür buyu daim etsin.

DOREMİ dedi ki...

Ben teşekkür ediyorum içten yanıtınız için..iyi ki sizin gibi insanlar hala var..hep olsunlar dilerim...:)

Adsız dedi ki...

mutlaka yazmalisin sevgili puzzle
seninsiirlerini ozluyoruz